Her kadın, kendinden başka kimsenin yazamadığı, eşsiz hikayesinin kahramanıdır. Hikayesini başarıya dönüştüren kadınların 8 Mart’ını bu yıl Kalben’in yazdığı şarkı ile kutladık. Kendi çabasıyla hedeflerine ulaşan bir kadından bahsettiğimiz bu röportajımızda, Kalben’in deyimiyle “hayal edilemeyecek kadar güzel” olan deneyimleri sizlerle paylaşıyoruz.

1. Bizim için en kısa şekilde Kalben’i tanıtabilir misininiz? Kimdir, nereden gelir, nereye gider?

Sanat ve sevgi yoluyla evreni ve yaşadığımız evren toprağını kavramaya çalışıyorum. Doğduğum yer İskenderun ama orada büyümedim. Bebekliğimde gezdik iki memurun çocuğu olmam sebebiyle. Sonra bir kasabaya yerleştik. Annemin bana dair hayallerine uymadı eğitim seviyesi, İzmir’e taşındık. Çamlaraltı’na gittim, okulu çok sevdim. Evde olmayan bir yakınlığı, huzuru okulda, kitaplarda, öğretmenlerimle aramda buldum. Annemi gururlandırmak için çok iyi bir öğrenci oldum. Güzel konuşma yarışmalarından edebiyat yarışmalarına kadar türlü alanda ödül kazandım. Hava atmak değildi amacım, arkadaş edinmekti ancak pek arkadaşım olmadı. Sanıyorum İzmir’de çirkin ördek yavrusu gibi hissederek geçen ergenliğimi şimdi anlayabiliyor ve o halime ancak şimdi şefkatle yaklaşabiliyorum. Şiddet ile erken yaşta tanıştığımdan öfkeli ve kendi hayatını kurma konusunda da istekli bir gençtim aynı zamanda. Üniversite için Ankara’ya gitmeye ve bana herkesin “inek” gözüyle bakmasına sebep olan yılların bedelini Bilkent’te burslu okuyarak çıkarmaya karar verdim sonra.

Üniversitedeyken annem öldü, ortalarında bir yerde. Serseriliğe o zaman başladım. Kız yurdundan on kız, sokaklara, gecelere dökülür, bir elin parmakları gibi ayrılıksız dans eder, şarkılar söyler, şehrin sabahlarına kadar eğlenirdik. Ne güzel ve feminist bağlar… Şimdi fark edebiliyorum yine hikayenin gerçeklerini. Çok özgürlük ve sevgi aldım o kadınlardan.

Ankara bana hep özgürlük, serserilik, bela ve yalnızlık gibi gelir. Kendimi çok kaybettim ve buldum o şehirde. Annem de Ankaralı diye memlekete en yakın hissi bir orada, bir de babamın köyü ve annemin mezarının olduğu yer Zeytinli Köyü’nde yaşarım Ege’de. Kaz Dağları’nda yaşarım o memleket havasını… Şimdi müzik yoluyla çok memleket keşfetmiş haldeyim ülkede. Nereye gitsem bir tanışıklık, samimiyet, ailevilik doğdu aramızda. Sağ olsun, müziğimi seven insanlar… Gerçekten. Enfes insanlarla buluşma şansına eriştim bu hayatta.

Ankara’da sekiz sene geçirip, seneleri kendime geçirip İstanbul’a taşındım. Başkentte yaratıcılık menşeili iş bulamadığımdan… Bu da hala tuhaf gelir. Ankara’da reklam ajansları, sanat galerileri, müzik icra edilen mekanlar pek yok mu? Altını çizelim.

İstanbul’da da herkes gibi evden işe işten eve, toplu taşıma araçlarında saatler geçire geçire, kiralar ve faturalar peşinde yok ola ufala günler, aylar, seneler geçirirken yakın dostum müzik, elinde gitarımla geldi ve hadi, dedi. Ben de yürüdüm ışığa. Işık beni kucakladı ve ortak hikayelerimizin şarkılarını söyleme şansını buldum bu hayatta. Şans diyorum çünkü şükrediyorum şansıma, ne çok insanız, ne çok sevgiyiz, ne çok ortak yara ve umuduz.

2. Daha önce pek çok farklı yerde çalıştınız ve bu süre boyunca müzik hep sizin yanınızdaydı. Müziği bu anlarda nereye konumlandırırdınız, müzik sizin için ne demekti?

Müziği her zaman, her durumda ve halde yanımda olan dostum olarak konumladım hayatımın içinde. Ayrımcılığa uğramadığım, güvende ve cesur hissettiğim, olduğum insanı sevmeme yardımcı olan bir dostluk çemberine de dönüştü zamanla.

Mart Ayı Konuğumuz Kalben3. Kariyerinize başlarken bugünkü Kalben olacağınız aklınızdan geçmiş miydi hiç?

Müzik yoluyla kitlelere ulaşacağımı hayal etmemiştim. Bu sebeple her zaman “hayalini kurmadığım kadar güzel” diyorum bu deneyime.

4. Kalben için kadın ya da erkek değil, özünde insan olmanın anlamı nedir?

Sevmek… İnsanlığa dair tüm şiddetin, acının ve ruh yağmasının temelinde sevgisizliğin olduğunu gördüğümden, anladığımdan beri sevgiden doğan her şey bana insanca geliyor.

5. NN için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü en önem verdiğimiz günlerden biri ve bu yıl özelinde sizinle çalışma şansı yakaladık. Siz 8 Mart içgörümüzü ilk gördüğünüzde neler düşünüz, hangi motivasyonla bu güzel şarkıyı yazdınız?

Çünkü başka sen yok demek keyifli. Tatlı ve anlamlı bir hatırlatıcı gibi. Bazen hayatın biricik olduğunu unutuyor, korkulara, özgüvensizliklere, hırslara yahut dertlerin derinliğine kapılıp kayboluyoruz. Bazen de kimsenin bizi anlamadığını, sesimizin duyulmadığını zannediyor ve umutsuzluğa düşüyoruz. Kaybolduğumuzda, düştüğümüzde bizi bulmak isteyen dost, bir müzik, melodi, şiir var ettik.

6. Reklam filminde sizinle birlikte 4 farklı kadının hayat hikayesine konuk oluyoruz. İçlerinde kendine yakın hissettiğiniz bir hikâye ya da sizde canlandırdığı bir an, hatıra var mı?

Toplum algımıza siyaset, ekonomi, kültür ya da gelenek yoluyla inşa edilmiş duvarların arkasında görünmez hissetme halini çok iyi biliyorum. Sesini yükselttiğinde, istek ve hayallerini ifade ettiğinde karşında bu duvarlar var. Seni kadın kabul etmek için metalaştırılmış/fetiş öznesi haline getirilmiş parçalarından eksildiğinde – örneğin, kısa saç, saçların beyazlaması, menopoza girmek, göğsünü ya da rahmini aldırmana yol açacak bir hastalıkla baş etmek, doğum sonrası şekil değiştiren kadın vücudunun doğum öncesi vücutla kıyaslanması ve daha nice örnek – karşında bu duvarlar var. Yeteneklerini sergilediğinde, başardığında, güçlendiğinde karşına dikilen kemikleşmiş yapılar var ve bu yapılarla nasıl baş edeceğimizi ancak birbirimizden ve kadınların da aklıyla, sesiyle, kalemiyle yazılmış gerçek dünya tarihinden öğrenebiliriz. Kadınlık, dayanışma ile kardeş kavram. Bu sebeple kadınların türlü türlü gerçeğiyle duygu ve düşünce bağı kurabilmem mümkün oluyor çünkü hayatta kalmak, görünür olmak ve kendimizi ortaya koymak gibi sebeplerden doğan ve mutlaka kendini meydanlara, şarkılara, romanlara, üretimlere döken bir dayanışmamız var.

7. Kalben sahnedeyken aslında hikayesini, kendi şarkısını anlatıyor. Peki, ya Kalben bu kadınlardan biri olarak reklam filmindeki 5’nci kadın olarak yer alsaydı, nasıl bir hikayeyi canlandırmak isterdi?

Sevgisiz, karanlık ve korku dolu bir yerden kurtulmak ve kendini yeniden var etmek için aradığı gücü tutkuyla bağlandığı yeteneği sayesinde keşfeden bir kadın…

Mart Ayı Konuğumuz Kalben8. Sizin hayatınızda “Önce Sen, Çünkü Başka Sen Yok” dediğiniz bir numaralı önceliğim o dediğiniz birileri var mı?

Sanat yoluyla tanıştığım candan insanlar, dostlarım, kedilerim, dayanışma içinde olduğum kadınlar, çocuklar, gençler, eşitsizliğe, ayrımcılığa maruz bırakılanlar, temel özgürlüklerinden yoksun bırakılanlar, toplumun uçlarına itilenler, fırsat eşitsizliği sebebiyle mağdur olanlar ve otuzlu yaşlarımın ortasında kıymetimi anladığım canım kendim… Çünkü ben yoksam benim değer verme, ifade etme, ses çıkarma biçimlerim de yok. Mutlaka bilinçli ve burada olmalıyım artık.

9. Dünyada ya da çevrenizde takdir ettiğiniz, örnek aldığınız kadın karakterler var mı?

Saymakla bitmeyecektir, kadın atalarımdan – ki onlara anatalarım (ana ata) diyorum- öğrendiğim çok şey var. Başta rahmetli can annem olmak üzere…

10. Bu şarkı ile birlikte aslında herkesi diğerlerine kulak asmamaya, kendi hikayesini yazmaya davet ediyoruz. Sizin kendi hikayesini yazmak isteyen insanlara söylemek istedikleriniz var mı?

Bu yolculukta yalnız, ürkmüş ve başaramayacak denli güçsüz hissettiğiniz en zor ve tuhaf zamanlarda bile kendinize destek vermeyi, sizi anlayan ve size asla yabancı olmayan insanların bir yerlerde olduğunu ve mutluluğunuz için çalışıp didindiklerini hatırlamanız bana değerli ve yeterlidir.

11. Kalben’in elinde sihirli bir değnek olsaydı bugün özelinde ne yapmak isterdi?

İnsanları cinsiyetlerinden, ırklarından, dillerinden, inanç sistemlerinden, doğdukları toprağın geleneklerinden bağımsız olarak özgür ve mutlu yaşayabildikleri düzenlere emanet edebilmek…

12. Son olarak takipçilerimiz için “ÇÜNKÜ BAŞKA SEN YOK” diyebileceğiniz bir mesaj rica edebilir miyiz?

Sana bu hayata tekrar tekrar geliyoruz diyebilmeyi, bunu derken yüzde yüz emin olabilmeyi isterdim yahut bir mucize vaat edebilmek… Bir hayal… Ancak sadece bildiğim, gördüğüm gerçeği sanat ve sevgi yoluyla kavramaya çalışan sade bir insanım yanında. Bildiğim, gördüğüm de bu gök, deniz, toprak, ağaç ve sen. Yaşamından keyif alabileceğin yollar, yerler; sana değer veren ve yaşamını güzelleştiren dostlar; zihnindeki korkan yerlerin pencerelerini açmana yarayacak uğraşlar bulmanı diliyorum. Çünkü sen biriciksin ve bu sana ait olduğundan emin olduğumuz tek hayat. Çünkü başka sen yok cano.

Ekim ayı konuğumuz Haluk Levent” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Bizim Dünyamız kategorisine geri dönebilirsiniz.