fbpx

Marka Yönetiminde Çeşitlilik Ve Kapsayıcılık

Marka yönetiminde şirketler gittikçe artan bir biçimde kapsayıcı ve çeşitliliğe doğru bir iyileşme kaydediyor. Örneğin pazarlamacılar, giderek daha çeşitli hale gelen tüketici kitlesine hitap ederken daha kapsayıcı bir reklamcılık anlayışına odaklanıyor.

Tüketicilerden de markaların kapsayıcılık ilkesini benimsemesi yönünde bir talep oluştuğu görülüyor. Gün içinde internette dolaşırken, arabayla yolculuk ederken ya da sokakta yürürken çok çeşitli reklamlarla karşılaşıyoruz. Zaman içinde değişen toplumsal ve kültürel anlayışımızın, reklamlardaki temsillerin de daha kapsayıcı ve çeşitli olması yönünde genişlediğini söyleyebiliriz.

Özellikle de genç tüketiciler, reklamlardan yalnızca yeni sezon indirimleriyle ilgili olan ayrıntılardan daha fazlasını görmek istiyor. Yeni nesil, bir markanın çeşitliliği ve kapsayıcılığı hem reklamlarda hem de kurum içinde destekleyip desteklemediğini sorguluyor ve bu sorgulamalar da markalar için giderek daha önemli bir hale geliyor.

Tüketici kitle; örneğin cinsiyet, etnik köken, cinsel yönelim veya yetenek farklılıklarına göre çeşitlendikçe markaların da bunu dikkate alması gerekebilir. Çünkü gelecekteki müşterilerle etkili bir şekilde bağ kurmak için, markaların mesajlarında bir dizi farklı arka planı ve deneyimi özgün bir şekilde yansıtması oldukça önem arz eder. Kapsayıcı marka yönetiminde, çeşitlilik her zaman dikkate alınmalıdır.

Bu çeşitliliğe yaş, görünüm, etnik köken ve cinsiyet dahildir. Bunun yanı sıra dil, sosyo-ekonomik durum, din ve fiziksel/zihinsel yetenekler de göz önünde bulundurulabilir. Bu durum, hedef kitlenizin farklı insan gruplarından oluştuğunu kabul etmekle ilgilidir. Kapsayıcı bir marka yönetiminde her insanın birden fazla kimliği olduğunu kabul etmek de gerçek dünyadaki gerçek insanları yansıttığı için tüketiciye daha çok hitap edebilir.

Marka yönetiminde elbette yalnız reklamlardaki temsillerin çeşitliliği ve mesajın kapsayıcılığı yeterli değildir. Tüketiciler aynı zamanda markaların toplumsal konulardaki aldıkları tutumlara da dikkat ederler. Gelecekteki müşterilerin sadakati için markaların tüm alanlarda adil davranması ve böyle davranışları da teşvik ettiklerini göstermeleri gerekebilir.

Marka yönetiminde çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerini gerçekleştirmek adil işe alımlar, eşit fırsatların sunulduğu çalışma koşulları, çeşitli iş ortaklarının seçimi veya farklılıklara sahip kullanıcıları da göz önünde bulundurarak ürünler pazarlama yoluyla mümkün olabilir. Bu tarz anlayışa sahip markaların, rakiplerine oranla daha hızlı büyüme kaydettiği de kimi araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

İnsanlar kendine benzeyen kişilere, markaların yer verdiğini gördüğünde bu markalarla bağ kurmaları çok daha kolay olur. Marka yönetiminde çeşitlilik ve kapsayıcılık anlayışlarını benimsemek için tarihteki farklı pazarlama kampanyalarını inceleyebilir, hitap edeceğiniz kitlenin çeşitliliğini tanımak için araştırmalar yapabilirsiniz.

Kapsayıcı pazarlama kampanyalarının, dezavantajlı ve yeterince temsil edilmeyen gruplar da dahil olmak üzere tüm insanlığa hitap etmesi beklenir. Ancak burada stereotipleri de tekrarlamaktan kaçınmak iyi olabilir.

Müşterilerinize onları gördüğünüzü ve gerçekten anladığınızı hissettirmelisiniz. Bu sayede, yeterince temsil edilmeyen ve farklılıklarından dolayı toplumdan dışlanmış hisseden bireyler daha görünür hale gelecektir. Dolayısıyla marka yönetiminde çeşitliliği benimsemek, sadece farklı insanları resme dahil etmek anlamına gelmez. Çeşitlilik ve kapsayıcılık, hedef kitlenizi yansıtmak ve onlarla bağlantı kurmakla ilgilidir.

“Sinemada “Çeşitlilik, Kapsayıcılık ve Çok Kültürlülük”” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Çeşitlilik ve Kapsayıcılık kategorisine geri dönebilirsiniz.

Herhangi bir şey ara