Karadağ, küçücük sınırlarına pek çok doğal güzelliği ve tarihi eseri sığdıran, plajları, dağları, milli parkları, camileri, kiliseleri ile gerçekten görmeye değer bir ülke. Peki, 2006’da ülke genelinde yapılan referandum ile bağımsızlığını ilan ederek, dünyadaki en genç cumhuriyetler arasına giren Karadağ’ın tarihi hakkında neler biliyoruz?

Karadağ, Güney Avrupa’da yer alan bağımsız bir ülkedir. İdari başkenti Podgorica olup kültürel ve tarihi başkenti, eski Cetinje şehridir. Gelin, bağımsızlık mücadeleleriyle dolu bu ülkenin geçmişini beraber inceleyelim…

MS 6. ve 7. Yüzyıllarda, Slav halklarının Balkanlar’a gelişinden önce, şimdi Karadağ olarak bilinen bölgede esas olarak İlirler olarak da bilinen İliryalılar yaşıyordu. Kökenleri veya dilleri hakkında çok az şey bilsek de İliryalıların modern Arnavutların ataları oldukları iddia edilir. 9. Yüzyıla gelindiğinde ise Karadağ’da üç beylik bulunuyordu: kuzeyde Rascia, batıda Travinua ve kabaca güney yarısına karşılık gelen Dukljia.

İlirya toprakları MS 9. yy’da Romalılar tarafından fethedildi. Duklja, 1042 yılında Bizans Roma İmparatorluğu’ndan ayrılarak bağımsızlığını kazandı. Takip eden yıllar içinde Duklja, topraklarını komşu Bosna ve Rascia’ya kadar genişletti. Artık bir krallık haline dönüşen Duklja’nın gücü 12. yüzyılın başından itibaren azalmaya başladı ve Kral Bodin’in ölümünü bir dizi iç savaş izledi. 1186 yılına gelindiğinde artık Sırp krallığının bir eyaleti haline gelmişti.

14. yüzyılda Osmanlı hükümdarı I. Murad devrinde başlayan ve takip eden dönemde giderek artan Balkan fetihleri sonucunda bölge, Fatih Sultan Mehmed devrinde kısmi olarak, 16. yüzyıl başlarında da büyük oranda Osmanlı Hakimiyeti altına girerek özerk bir statüye sahip oldu. Osmanlı yönetiminden çok da hoşnut olmayan Karadağ’lılar, zaman içerisinde pek çok kez isyan etti.

1496’dan 1878’e kadar, Karadağ topraklarının çoğu Osmanlı İmparatorluğu tarafından ve bir kısmı da Venedik tarafından yönetildi. Karadağ’ın kaderi, 1878 yılındaki Osmanlı-Kutsal İttifak savaşları sonucunda değişti. Savaş sonrasında sırasıyla imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarıyla bağımsızlığını elde etti; bu bağımsızlığı ilk tanıyan ise yine Osmanlı Devleti oldu. Bağımsızlıkla birlikte Karadağ’ın Osmanlı Devleti ile diplomatik ilişkileri hız kazandı. Bu dönemde iki devlet ilişkilerinin iyi bir düzeye gelmesinde, Osmanlı hükümdarı II. Abdülhamid’in Balkan politikasında sergilediği tavır önemli bir rol oynadı.

Balkanların Genç Cumhuriyeti Karadağ'ın Tarihi1910 yılında tekrar bir krallık haline gelen Karadağ, Birinci Dünya Savaşı sırasında Müttefik Kuvvetler arasında yer aldı. Ülke, 1916’dan Ekim 1918’e kadar Avusturya-Macaristan tarafından işgal edildi. Bağımsızlığını kazanır kazanmaz Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Yugoslavya’nın bir parçası oldu.

Avrupa toprakları içerisinde stratejik bir öneme sahip olan Karadağ bu sefer de II. Dünya Savaşı’nda Nazi müttefikleriyle birlikte Yugoslavya’ya saldıran İtalya tarafından işgal edildi. Karadağ’ın tekrar bağımsızlığına kavuşması 3 yıl sürdü. Savaş bitiminde ülkede sanayileşme hareketi başladı, ülkedeki ilk yüksek eğitim kurumu olan Karadağ Üniversitesi kuruldu.

1918 yılında krallık, 1946 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti olarak adlandırılan Yugoslavya 1991 yılında dağıldı. Dağılma sonucunda Yugoslavya’ya bağlı federasyon üyeleri bağımsızlığını ilan etti. Karadağ, Sırbistan’ında da baskısıyla 1992’de kurulan Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’nde yer aldı. Ülke, 2003 yılında birlik Sırbistan-Karadağ Devlet Birliği ismini aldı. Ancak bağımsızlığına her zaman önem veren Karadağ, bu sürecin de uzamasına fırsat vermeyerek 21 Mayıs 2006’da ülke genelinde gerçekleştirilen referandumun ardından 3 Haziran 2006 günü bağımsızlığını tüm dünyaya duyurdu.

Geçmişten günümüze samsun” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Keşfet kategorisine geri dönebilirsiniz.