Bazen öyle kitaplar okursunuz ki, eğer bir gün ben yazsaydım ya da yazabilseydim tam da böyle fikirlerimi ifade ederdim diye düşünürsünüz. İşte Grigory Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabına hayran kalan, Türkçe’ye çevrilmesini sağlayan ve okullarda okutulmasını isteyen Atatürk’ün de aklından böyle geçtiğini hissediyorsunuz. Çünkü Atatürk’ün tüm hayatı boyunca, tüm konuşmalarında her zaman söylediği ve inandığı şeylerin tümünü anlatıyor kitap.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde: Atatürk'ün okul müfredatına alınmasını istediği kitabın hikayesi

Grigory Petrov tarafından kaleme alınan “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” 1923 yılında Rusça olarak yayımlandı ve Atatürk’ün talebi ile 1928 yılında Türkçeye çevrildi. Atatürk, özellikle her Türk askerinin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyordu.

Yüzyıllar boyunca İsveç Krallığı’nın egemenliğinde yaşayan Finler, 1808-1809 yılları arasında gerçekleşen İsveç-Rus Savaşı sonunda, Çarlık Rusyası’nın egemenliği altına girdiler. 700 yıl İsveç egemenliğinde, 108 yıl Rus egemenliğinde kalan Finlandiya nihayet 6 Aralık 1917 tarihinde bağımsızlığını ilan etti ancak bu sefer de sağ görüşe sahip beyazlar ve sol görüşe sahip kızıllar arasında yaşanan anlaşmazlık tam iki yıl sürecek bir iç savaşa dönüştü. Bu savaşın galibi Sosyalist Rusya’ya karşı ülkenin bağımsızlığını korumasında da birinci derecede rolü bulunan Mannerheim oldu. Mannerheim Finlandiya tarihinin gelmiş geçmiş en önemli asker, devlet adamı ve politikacısıydı.

“Beyaz Zambaklar Ülkesi” kitabında Grigory Petrov kayalıklar ve bataklıklarla çevrili 2 milyon nüfuslu bu ülkenin köylüsünden, öğretmenine herkesin nasıl birlik olup ülkelerini kalkındırdıklarını anlatıyor. Geleceği bilinçli ve eğitimli bir kadro ile garanti altına alabileceklerine inanan Finliler bu gelişmeyi eğitim ve entelektüel alanlarına yaptıkları ciddi yatırımlarla sağlıyor. Atatürk’ün köy enstitüleri açma fikrinin bu kitabı okuduktan sonra oluştuğu tahmin edilmektedir.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde: Atatürk'ün okul müfredatına alınmasını istediği kitabın hikayesiKitap, Lev Tolstoy’un bir cümlesi ile başlıyor:

“Bir ulusun geleceğine münhasır kişiler ve kahramanlar yön verir; hatta bu kahramanlar ulusları tutuşturmak için gökten inen yıldırımlardır.”

Petrov bu görüşü kısmi olarak desteklemekle beraber aslen gerçek başarının halkın gelişmeleri benimsemesi ve bu gelişmeler neticesinde gösterecekleri davranış biçimi ile yakından ilgili olduğunu söylüyor. Petrov aşağıdaki örneği göstererek “Siz ulusunuz için hangi rolü oynuyorsunuz?” diye soruyor.

“Güney ülkelerinde mercan adaları vardır. Minik polipler fark ettirmeden kendi içlerinden küçücük parçacıklar çıkartırlar bunlar insanların bile üzerinde yaşayabileceği mercan adalarını oluşturur. Ancak aynı bölgede her şeyi yiyen kötü karıncalar da vardır. Hatta bu karıncalardan dolayı insanlar evlerinden taşınmak zorunda kalmışlardır. Peki, siz ulusunuz için nasıl olacaksınız? Faydalı bir polip mi yoksa zararlı bir karınca mı?”

Kısaca Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabına göre bir ülkenin refahı ve gücü hükümetlerin iradesinden ziyade halkın iradesine göre şekillenir. İşte bu yüzden Atatürk’te, yıkılmış bir imparatorluktan modern bir Türkiye yaratırken her vesileyle bu başarının Türk halkının cesareti ve tutkusu sayesinde gerçekleştiğini ifade etmiştir. Ve yine aynı sebeple Türk gencini, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisi ilan etmiştir.

Kullanılan tüm görseller amazon.com, t24.com.tr ve haberturk.com adreslerinden alınmıştır.

Pisa Kulesi’nin hikayesi” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Keşfet kategorisine geri dönebilirsiniz.