“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
                                                                                         Mustafa Kemal Atatürk

Kadının toplumdaki hayati önemine olan inancını daima sürdüren Atatürk, Türk kadınlarına eşit haklar ve fırsatlar vermek için birçok reform başlatmıştır.

Türk kadınları, Kurtuluş Savaşı sırasında çok aktifti. Savaş ilerledikçe tarladaki adamların işlerini alıp öndeki askerlere yiyecek ve mühimmat dağıttılar ve yaralıları iyileştirdiler. Hatta bu kadınların bazıları askerdi.
Türk kadınının tam kurtuluşu, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra gerçekleşti. Bunun nedeni, Atatürk’ün, Türkiye’yi bir Batı Demokrasisine dönüştürdüğü sosyal, dini ve yasal reformlarının temel amacının kadınların ilerlemesini sağlamasıydı. Böylece yüzlerce yıllık bir bekleyiş ve çabanın ardından Türk kadını potansiyellerinin farkına varabilmişti. Kadınlar için Atatürk’ün önderliğinde eşit vatandaşlık ilkelerini tanıyan yasalar çıkarıldı.

1926’da İsviçre Medeni Kanununa dayanan yeni bir medeni kanunun kabul edilmesi, Türk kadınının statüsünü büyük ölçüde etkileyen Atatürk reformlarının en önemlisiydi. Kanun önünde eşitliği sağlarken, dini nikahın yerine medeni nikahı da getirmiş, çok eşliliği yasa dışı ilan etmiş ve kadınlara eşit miras, çocukların velayeti ve boşanma hakları vermiştir.

1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren Seçim Yasası kabul edildi. 1935 yılında yapılan sonraki seçimlerde 18 kadın milletvekili ise Büyük Millet Meclisi’ne seçilmiştir.

Atatürk ve Kadın Hakları

Türk devletinde ve toplumunda kadının tam olarak kurtuluşu konusunda ısrarcı olduğunu defalarca dile getirerek, “Şimdiki en acil görevimiz modern dünyayı yakalamaktır,” diye belirtti.

Atatürk’ün öncülüğünde açılan kapılarla birlikte hayatın her alanında kadınları görüyoruz. Türkiye, kadın yüksek mahkeme yargıcı olan ilk ülkedir. İlk kadın savaş uçağı pilotu da bir Türk kadını, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’dir. Türkiye’de 1993-1995 yılları arasında hükümet başkanı olarak bir kadın başbakan olmuştur.

Atatürk’ün liberal idealizmi, genel ataerkil baskı, aşk, kadına şiddet, savaş, çevrecilik gibi toplumsal konuları ve sorunları dile getirme fırsatı verdi.

Ve son olarak, herkesin bildiği gibi Atatürk’ün kalbi sevgiyle doluydu. I. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin Gelibolu kentinde yarım milyona yakın asker öldü. Bunların yarısı Türk, diğer yarısı diğer milletlerdendi. Savaştan sonra 1934’te Gelibolu’ya yaptığı ziyarette yaptığı konuşma, onun bir barış adamı olduğunun ve temiz kalbinin en güzel örneğidir.

“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” – Mustafa Kemal Atatürk.

Kullanılan tüm görseller tr.wikiquote.org adresinden alınmıştır.

Bisiklet Sürmenin Çevresel Faydaları” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Öğren kategorisine geri dönebilirsiniz.