Yıllar geçtikçe, dünya cinsiyet eşitliğini sağlamaya daha da yaklaştı.

Dünyanın birçok yerinde kadınların siyasette daha iyi temsili, daha fazla ekonomik fırsatı ve daha iyi sağlık hizmeti var. Ancak Dünya Ekonomik Forumu, gerçek cinsiyet eşitliğinin gerçeğe dönüşmesinin bir yüzyıl daha alacağını öne sürüyor. Peki, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki engeller nelerdir? İşte, sizler için bir araya getirdiğimiz birkaç faktör:

Eğitim için eşit olmayan erişim

Dünyanın her yerinde, kadınların eğitime erişimi hâlâ erkeklere göre daha az. 15-24 yaş arasındaki genç kadınların ¼’ü ilkokulu bitiremiyor. Bu grup, bu temel eğitimi tamamlamayan insanların %58’ini oluşturuyor. Dünyadaki okuma yazma bilmeyen insanlar arasında ise ⅔’ si kadındır. Kızların erkeklerle aynı düzeyde eğitim almamaları, gelecekleri ve elde edecekleri fırsatlar üzerinde büyük bir etkiye sahip.

İstihdam eşitsizliği

Dünyada sadece 6 ülke kadınlara erkeklerle aynı yasal çalışma haklarını veriyor. Aslında, çoğu ekonomi kadınlara erkeklerin haklarının yalnızca ¾’ünü sağlıyor. Gerçek şu ki, istihdamın daha eşit bir oyun alanı haline gelmesi durumunda, cinsiyet eşitsizliğine yatkın diğer alanlar üzerinde olumlu bir domino etkisi yaratacaktır.

İş ayrımı

İstihdamda cinsiyet eşitsizliğinin nedenlerinden biri iş bölümüdür. Çoğu toplumda, erkeklerin belirli işleri yapmak için daha donanımlı olduklarına dair içsel bir inanç vardır. Çoğu zaman, bunlar en iyi maaşı veren işlerdir. Bu ayrımcılık, kadınlar için daha düşük gelirle sonuçlanır.

Yasal koruma eksikliği

The World Bank’in araştırmasına göre, bir milyardan fazla kadının aile içi şiddete karşı yasal koruması yok. Her ikisinin de kadınların gelişme ve özgürce yaşama yetenekleri üzerinde önemli bir etkisi vardır. Ayrıca birçok ülkede işyerinde, okulda ve toplum içinde tacize karşı yasal koruma eksikliği de var. Bu yerler güvensiz ve korumasız hale geliyor, kadınlar sık sık taviz veren ve hedeflerini sınırlayan kararlar almak zorunda kalıyor.

Bedensel özerklik eksikliği

Dünyadaki birçok kadının kendi bedenleri üzerinde yetkileri yoktur. Doğum kontrolüne erişim genellikle çok zordur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, hamile kalmak istemeyen 200 milyondan fazla kadın doğum kontrolü kullanmıyor. Bunun seçeneklerin olmaması, sınırlı erişim, kültürel/dini muhalefet gibi çeşitli nedenleri var. Küresel ölçekte, gebeliklerin yaklaşık %40’ı planlı değildir ve %50’si kürtajla sonuçlanırken, %38’i doğumla sonuçlanmaktadır. Bu anneler çoğu zaman finansal olarak başka bir kişiye veya devlete bağımlı hale gelirler ve özgürlüklerini kaybederler.

Siyasi temsil eksikliği

2019’un başında tüm ulusal parlamentolarda sandalyelerin yalnızca %24,3’ü kadınlar tarafından dolduruldu. Haziran 2019 itibarıyla 11 Devlet Başkanı kadındı. Yıllar içinde bu alanda kaydedilen ilerlemeye rağmen, kadınlar hükümette ve siyasi süreçte hâlâ yeterince temsil edilmiyorlar. Bu, kadın politikacıların gündeme getirme eğiliminde olduğu ebeveyn izni ve çocuk bakımı, emekli maaşları, toplumsal cinsiyet eşitliği yasaları ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet gibi belirli konuların genellikle ihmal edildiği anlamına gelir.

Toplumsal zihniyet

Bu listedeki diğer nedenlerden daha az somuttur, ancak bir toplumun genel zihniyetinin cinsiyet eşitsizliği üzerinde önemli bir etkisi vardır. Toplumun erkek ve kadın arasındaki farklılıkları ve değeri nasıl belirlediği, ister istihdam ister hukuk sistemi veya sağlık olsun, her alanda başrol oynuyor. Cinsiyetle ilgili inançlar derinlere iner ve yasalar ve yapısal değişiklikler yoluyla ilerleme kaydedilebilse de, büyük değişim zamanlarının ardından genellikle bir geri adım atılır. Kadınların liderlikte daha iyi temsil edilmesi gibi ilerleme olduğunda herkesin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin diğer alanlarını görmezden gelmesi de yaygındır. Bu tür zihniyetler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini desteklemekte ve önemli değişiklikleri geciktirmektedir.

En Anlamlı Yabancı Kelimeler” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Öğren kategorisine geri dönebilirsiniz.