Balat, İstanbul şehrinin Fatih ilçesinde bulunan Haliç kıyısında Ayvansaray ile Fener arasında yer alan turistik bir semttir.
Balat, tarihi bakımdan bulunduğu bölgedeki en eski yerleşim yerlerinden biridir.
Sayısız ziyaretçisi vardır her dönemde. Ve mest eden sokakları ve yapılarıyla ziyaretçilerine adeta farklı bir dönem ve kültürü tattırır.
Çeşitli eserler sunar. 

Balat’ın Tarihçesi Nedir?

Eski adı Rumca “saray kapısı” manasına gelen “Palation” dur.
Balat, eski dar sokakları, birbirinden farklı renklerde otantik, cumbalı evleriyle bir dönem Yahudi nüfusunu bünyesinde barındırmıştır.
Balat’ın tarihi Bizans dönemine kadar dayanır.
1942 yılında çıkan varlık vergisi ve 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte Balat’a göç olayları hâkim olmuştur.
O dönemlerden bu yana kalan sinagog, camiler, kiliseler, okullar, han vb. tarihsel yapılar günümüzde de varlığını korur.
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş nadide yerlerden biridir. Şimdi bu nadide mirasın görülmeye değer yerlerini birlikte keşfedelim.

Cibali

Cibali, Osmanlı surları içinde bulunur. Osmanlı’dan kalan camileri ve hamamlarıyla ünlüdür. Aslen Mısırlı Cebe Ali, özellikle Osmanlı’dan kalma cami ve hamamlarıyla meşhurdur.

Küçük Mustafa Paşa Hamamı

“İyi Bir Komşu” konusuyla düzenlenen İstanbul Bienali’nin sergi yerlerinden biridir.
Küçük Mustafa Paşa Hamamı, İstanbul’un en büyük Türk hamamıdır.
Sultan 2. Beyazıt’ın veziri, Cem Sultan olayında Cem Sultan’ı desteklediği için 1483’te öldürülen Küçük Mustafa Paşa tarafınca yaptırılmıştır.
Hamamın ortasında mermerden yapılmış bir havuz vardır.
Başarılı bir restorasyon gördüğü için hala güzelliğini korumaktadır.

Gül Cami

Gül Cami, aslında bir Aya Theodosia kilisesidir.
Teodosia adlı bir kadın, İkona Kırıcılık Dönemi’nde birçok işkenceye maruz kalarak öldürülmüştür.
Bizanslılar da din uğruna ölen bu kadını azize olarak benimsemişlerdir ve onun adına 9. Yüzyılda bu kiliseyi yaptırmışlardır.
1453’te İstanbul’u fetheden Osmanlı, kilisenin baştan sona güllerle dolu olduğunu gördüklerinde çok etkilenmişlerdir ve kiliseyi camiye dönüştürdükten sonra buraya Gül Cami adını vermişlerdir. 

Havuzlu Hamamı

1582’de 3. Murat’ın annesi olan Nurbanu Sultan emriyle Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Ancak üzücüdür ki günümüzde bir depo olarak kullanılıyor ve yıkılmak üzeredir.
Zamanında Fener-Balat semti Müslüman olmayanların yaşadıkları bir yer olduğundan bu yerdeki hamamlar da farklı dine mensup insanların ortak kullanımına açık olmuştur.
Mimar Sinan da bu duruma açıklık getirmek adına Yahudilerin kullanımına uygun olsun diye hamamın içine abdest alınan bir havuz yapmıştır. Bu sayede de hamamın ismi havuzlu hamam olarak kalmıştır.

Perispri Kafe

Şüphesiz ki Balat’ta gezerken kahvaltı yapmak veya bir şeyler atıştırarak kahve keyfi sürmek için en uygun mekandır. Bir antikacı dükkanıyla bir kafenin birleşimidir. Adeta eski eşyalarla, antikalarla dolu bir evde gibi, eskilerden kalma çatal bıçaklarla, tabak çanaklarla yemek yeniyor.

Hafızayı Neler Güçlendirir? başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Eğlen kategorisine geri dönebilirsiniz.