“Kreuzberg mahallesi doğudaki çılgın nehir kıyılarından batı ucundaki Potsdamer-Platz bölgesine kadar uzanır. Kreuzberg’in kuzey sınırı ise, sonradan bir parka dönüşmüş eski havaalanı Tempelhofer Feld’e dokunur, Check Point Charley’i de içine alır. “C Checkpoint C” olarak da bilinen Check Point Charley, soğuk savaş döneminde Almanya’yı ikiye bölen Berlin Duvarı’nın en bilinen geçiş noktasıydı.”

Berlin’in en tanınmış semtlerinden biri olan Kreuzberg iki ana bölümden oluşur: yoğunlukla göçmenlerin bulunduğu SO-36 kulüp alanı ile orta sınıfın yaşamaya devam ettiği ve “eski orijinal Batı Berlin alışkanlıklarını” sürdüren SW61 bölgesi.

1970 yılına kadar yoksul ve bakımsız kalan semt, daha sonra çağdaş bir Alman semtine dönüşerek kültürün kalbi haline geldi. Başta Türkiye’den olmak üzere Berlin’e yeni göçmenlerin gelmesiyle semtin demografik yapısı değişti, hatta “Küçük İstanbul” lakabını aldı.

Kreuzberg’de Ne Yapılır?

Kreuzberg’deki büyük Türk topluluğunun etkisi mahallenin her yerinde görülebilir, bu nedenle, burada yemek yemeyi planlıyorsanız, çok zorlanmayacağınızdan eminiz. Şehirdeki en iyi köri sucuğu ve döner kebabını sunan semtte lezzetli ve uygun fiyatlı uluslararası mutfaklardan bazılarını bulmak da mümkün.

Dolayısıyla bu mahalle yemek tutkunları için bir cennet, alışverişkolikler için de oldukça popüler bir yer. Kreuzberg’deki yerel pazarlar ve gelişen vintage konsepti sayesinde, esnaf yoğunluğu gayet fazla!

Kreuzberg’in, sanat ortamı da oldukça dikkat çekici.

East Side Gallery’deki dünyanın en uzun açık hava sanat galerisinden New Society of Fine Arts müzesindeki düşündürücü sergilere kadar, tarihi olayları, toplumsal tabuları ve diğer önemli konuları gösteren dünyanın her yerinden enstalasyonlar bulmak mümkün.

Küçük İstanbul Berlin Kreuzberg

Urban Nation Sanat Müzesi, Berlin’in ünlü sokak sanatçıları hakkında bilgi edinmek isteyenler için ideal! Teknik olarak Kreuzberg’de bulunmasa da semte çok yakın. Üstelik giriş ücretsiz, bu nedenle çağdaş sanatın hayranı olmasanız bile ziyaret etmeye değer.

Eğer doğayla iç içe olmak istiyorsanız, Kreuzberg’in etrafına dağılmış birkaç park ve yeşil alan mevcut. En bilinenlerinden biri ise Victoria Bahçesi. Bira bahçesinde bir içki alın, akan şelalenin ambiyansının tadını çıkarın ya da tepenin üstündeki anıta gidin. Mahalleye adını veren Kreuzberg adlı bu tepe, güneşin batışını izlemek için harika bir yer.

Victoria Park’ın hemen karşısında Tempelhof Havaalanı bulunuyor. Bu eski hava alanı, yerel halk arasında popüler olan bir diğer açık hava mekanı, üstelik dünyanın en büyük şehir içi parklarından biri. Hatta havalimanı terminalinde rehberli bir tura bile çıkabilirsiniz!

Kuzeyde, Kreuzberg’in kalbinde, Berlin’in en tanınmış organik kentsel bahçesini bulabilirsiniz. Prinzessinnengarten, 2009 yılında Moritzplatz’da, Nomadic Green adlı kar amacı gütmeyen yerel bir kuruluş tarafından kurulmuş. Bu alan öncesinde çorak bir araziymiş, ancak bugün kesinlikle ziyaret etmeye değer bir bahçe.

Kreuzberg’e Nasıl Gidilir?

Kreuzberg devasa bir mahalle, dolayısıyla oraya ulaşmanın tek bir yolu yok. Ancak yerel halka göre, Kreuzberg ziyaretinize başlamak için en iyi yer Oberbaumbrucke Köprüsü. Kreuzberg’e gitmeden önce tüm galeriyi keşfetmek için Warsawerstraße’ye (Doğu Yakası Galerisi’nin doğu ucundaki istasyon) giden metro veya S-Bahn trenine binin veya Ostbahnhof’a (batı ucunda) gidin.

Köprüyü geçtikten sonra solunuzda renkli bir bina göreceksiniz. Orada Türkçe “Hoş geldiniz” yazıyor. İşte o zaman Kreuzberg bölgesine girdiğinizi anlayacak, ilerledikçe her köşede kebapları, lokumları ve vintage dükkanları göreceksiniz.

30 Ağustos Zaferi” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Keşfet kategorisine geri dönebilirsiniz.