fbpx

Eğitimde Ödül ve Ceza

Ceza ve ödül, bir öğretmenin ya da ebeveynin disiplini sürdürebilmesi için gerekli araçlar olarak kabul edilir. Birçok eğitimci ve psikolog, çocukların eğitimi için ceza ve ödül yönteminin etkili kullanımı konusunda farklı görüşler ifade ederler.

Herhangi bir düzen sağlamak için, çocukların bu düzen içerisinde eşit konumda olduklarını bilmesi önemlidir. Her çocuk özeldir ve öyle olduklarını da devamlı hissetmek isterler. Bir grup öğrencinin bulunduğu sınıfta, kendini dışlanmış hisseden çocuk (bu aileden, arkadaş çevresinden ya da sınıf ortamından kaynaklı olabilir) eğitimciler ve ebeveynler tarafından hoş karşılanmayan birtakım davranışlara başvurabilir. Elbette bu istenmeyen davranışlar sergilemenin sadece bir nedenidir. Problemin derinine inmek kadar problemle başa çıkma yöntemi de önem arz eder.

Birinci Adım Ne Olmalıdır?  

Arkadaşlarını rahatsız eden, sınıfta huzursuzluk çıkaran, dersi takip etmeyen ya da verilen talimatlara uymayan bir çocuk için bu davranışları engelleyici bir yöntem kullanılacaksa ilk aşama görmezden gelmek olmalıdır. Belki de sadece dikkat çekmek istediği için yapan çocuk bir süre sonra bu davranışlarına son verebilir. Ancak aynı davranışları tekrarlarsa onu uyarmak gerekebilir.

Ardından tekrar benzer davranışları sergilerse bu davranışların neden kötü olduğu ve bir cezası olabileceği çocuğa açıklanabilir. Cezanın nedenini çocuğa açıklayarak doğrusunu nedeniyle beraber anlatmak daha caydırıcı bir yöntem olabilir.

Çocuğa Ne Ceza Verilebilir?

Çocuklara bir cümleyi defalarca yazdırmak ya da tek ayak üzerinde bir süre durmasını istemek en yaygın ceza yöntemlerindendir. Bu tür yöntemler eğitime yönelik olmamakla beraber çocuğun daha aksi tavırlar sergilemesine de neden olabilir. Cezanın sebebini açıkladığınız bir öğrenciye, kütüphanedeki kitapların düzenlenmesinde ya da sınıf düzeninin sağlanmasında yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.

Daha eğitici seçenekler tercih etmek çocuğun hoş olmayan davranışlarının daha iyi bir şekilde yönetilmesini sağlayabilir. Zararlı görünen davranışların yerine amacı olan uygulamalara yöneltmek çocukları istenmeyen davranışlardan uzaklaştırabilir.

Ödül ve Ceza

Bakıldığında ikisi de aynı amaca hizmet eder. Bir öğrenciyi, bir davranışı için basit bir şekilde ödüllendirmek elbette onu bu davranışı sürdürmesine teşvik edecektir. Diğer taraftan bir öğrenciyi cezalandırmak, onu yaptığı uygunsuz davranıştan caydırmak ve doğru olana teşvik etmek içindir. Peki, bunu nasıl eğitime yönelik bir şekilde uygulayabiliriz?

Tüm öğrenciler matematikte başarılı olmak zorunda değildir. Ya da bazıları kitap okurken diğerlerinden bir hayli geride kalabilir. Bazıları harika resimler çizebilirken, diğerleri düz bir çizgiyi çizmekte zorlanabilirler. Her çocuk farklıdır ve özeldir. Ama ortak noktaları hepsinin oldukça yaratıcı olmasıdır. Çocukların hangi alanda yaratıcılığının olduğunu anlamak ve ortaya çıkarmak için sabırlı davranmak gerekir.

Matematikte başarılı olan ancak resim yapmaktan çok fazla hoşlanmayan bir öğrenciden ceza olarak sayıları kullanarak bir resim yapmasını isteyebilirsiniz. Ya da harika resimler çizen öğrenciniz varsa, uygunsuz bir davranış sergilediğinde bir kitap hakkında görsel bir araştırma yapmasını söyleyebilirsiniz. Bu durum onun diğer derslere olan ilgisini artırabilir ve yepyeni bir dünyayla tanışmasına yardımcı olabilir.

Elbette, çocuğa zorla bir şeyleri sevdirmek ya da yaptırmak imkansızdır. Söylediğimiz gibi bir çocuk her şeyde başarılı olmak zorunda değildir. Onu sevdiği alanlar doğrultusunda yönlendirmek ve gerektiğinde onu takdir etmek gerekir. Yetişkinler için onları tanımak zaman alır ve genellikle bu hususta zorlanırlar. Peki bunun onlar için de geçerli olduğunu hiç düşündünüz mü?

Yetişkinler ve çocuklar farklı dilleri konuşur. Bu sebeple çocukları tanımak için çaba sarf etmemiz gerekir. Belki de kendinizin de bir zamanlar çocuk olduğunu hatırlamak buna yardımcı olabilir.

Büyükler rakamlara bayılırlar. Diyelim yeni arkadaşınızdan söz ettiniz; asla işin özünü merak etmezler. Örneğin, “Ses tonu nasıl? Hangi oyunları seviyor? Kelebek koleksiyonu var mı?” diye sormazlar asla. Onun yerine, “Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?” derler. Onu ancak bu şekilde tanıyacaklarını sanırlar. Büyüklere, “Kırmızı tuğlalı bir ev gördüm. Penceresinde sardunyalar, çatısında güvercinler vardı…” derseniz eğer, bu evi bir türlü gözlerinin önüne getirmezler. Onlara denilmesi gereken şudur: “Milyonluk bir ev gördüm.” İşte o zaman, “Ah, ne kadar güzel!” derler size.“

Saint Exupery, A. (2017), Küçük Prens, (İstanbul: Can Yayınları) (Çev.Tomris Uyar, Cemal Süreya)

Çocukları anlamaya çalışın ve sizi anlamalarına izin verin. Yetenekleri doğrultusunda onları cesaretlendirin. Bazen onlar gibi olun ya da bırakın onlar sizin yaşınızdaymış gibi davransın ve size öğütler versin. Belki de sizin aradığınız bir çözüm, onların dilindedir!

En İyi Uyku Pozisyonu Nedir? ” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da  İyi Yaşa kategorisine geri dönebilirsiniz.

Herhangi bir şey ara